12 Eylül 2015 Cumartesi

Siperde İntihar - Suicide in the Trenches


Genç bir asker tanırdım, 
Gülen yaşama saf bir neşe ile.
Derin uyuyan karanlıklar içinde,
ve ıslık çalan tarla kuşları ile sabahın köründe.

Yılmış, bezmişti kış siperlerinde
Bir damla rumsuz, kırıntılar ve bitlerle.
Sıkıverdi bir kurşun beynine...
Adını anmadı bir daha hiç kimse.

Siz gözleri kanlı, gururlu korkaklar
Genç askerler geçerken alkış tutanlar
Dönerken sesizce evlerinize, 
Dua edin bilmediğinize
Gençliğin ve kahkahanın gittiği o cehenemi....

Siegfried L. Sassoon
Çeviri: Feza -28.06.1984


Edward Dullard Photography. Kilkenny, Ireland. 

SUICIDE IN THE TRENCHES
By Siegfried L. Sassoon

I knew a simple soldier boy 
Who grinned at life in empty joy, 
Slept soundly through the lonesome dark, 
And whistled early with the lark.

In winter trenches, cowed and glum, 
With crumps and lice and lack of rum, 
He put a bullet through his brain. 
No one spoke of him again.

You smug-faced crowds with kindling eye 
Who cheer when soldier lads march by, 
Sneak home and pray you'll never know 
The hell where youth and laughter go...


3rd Batt: Royal Welsh Fusiliers


I am making this statement as an act of wilful defiance of military authority because I believe that the war is being deliberately prolonged by those who have the power to end it. I am a soldier, convinced that I am acting on behalf of soldiers. I believe that the war upon which I entered as a war of defence and liberation has now become a war of agression and conquest. I believe that the purposes for which I and my fellow soldiers entered upon this war should have been so clearly stated as to have made it impossible to change them and that had this been done the objects which actuated us would now be attainable by negotiation.
I have seen and endured the sufferings of the troops and I can no longer be a party to prolong these sufferings for ends which I believe to be evil and unjust. I am not protesting against the conduct of the war, but against the political errors and insincerities for which the fighting men are being sacrificed.
On behalf of those who are suffering now, I make this protest against the deception which is being practised upon them; also I believe it may help to destroy the callous complacency with which the majority of those at home regard the continuance of agonies which they do not share and which they have not enough imagination to realise.

Source:
https://en.m.wikisource.org/wiki/Finished_with_the_War:_A_Soldier%E2%80%99s_Declaration




5 Eylül 2015 Cumartesi

Aylan

Acımasızca kıyılan gençlerimiz içindi aşağıdaki satırlar..şimdide kıyıya vuran çocuklar yatıyor boylu boyunca kumsallarımızda... 30 yıl önce parkta mendil satan bir çocuk için yazmıştım.. içim burkularak. Ne acı tesadüf yine bir eylul ayındayız... onun üzerinde örtülü gazete. dün cansız bir çocuk bedenini örtüyordu bir kumsalda. Bırak bir arpa boyu yol gitmeyi.. insanlık kıyıya vurdu! Bu fotoğrafdaki Aylan değil.. artık ufukta gözükmeyen insanlık.. onun kıyılara vuran sureti. Huzur içinde uyusun diye onu sarıp sarmaladım gözyaşından mavi bir bataniye ve kalplerimizin sıcaklığı ile. Bu gece sarılırken çocuklarımıza, akan uyku hafifliğinde bir sevinç değil, hüzün..gözyaşı...

 Sarılıp birbirinize çocuğunuzla
Uyudunuz mu hiç?
Akan uyku değil sanki aranızda
Uyku hafifliğinde bir sevinç
 İsmail UYAROĞLU

Bizde yaşamak istedik huzur ve barış içinde.
Yatıyoruz şimdi boylu boyunca bir ağacın gölgesinde karınca kararınca değil
serile serpile
insanların gönüllerinde..

 ve Aylan ve Galip

Bizde yaşamak istedik
huzur ve barış içinde.
yatıyoruz şimdi boylu boyunca
deniz kenarındaki bir kumsalda
serile serpile,
derin bir uykuda
ve insanların gönüllerinde..

 Ve ben...
senin için taşlar topluyorum,
rüzgarın sesi içlerinde.
yapraklar gibi uzaktaki,
taşlar gibi önümdeki,
ketum, ve hikayeni okuyor
ve okudukça elim
bana bu şiiri yazdırıyor..

 Feza... 04.09.2015

#Humanitywashedashore
#kiyiyavuraninsanlik

Sabahın erken bir saatinde,
Bir çocuk çarptı gözüme
Uyuya kalmış bir bankın üzerinde
Kenetlenmiş minicik elleri,
Üzerine örttüğü gazeteye.

Henüz pek küçüktü;
Başlamak için yaşam koşusuna
Kim bilir ne sebeplerle düştü,
Büyük insanların bile ezildiği
Bu koca çarkların arasına.

Yaşıtları askercilik oynarken;
O zırhlarını kuşanıp
Sefere çıkıyordu gerçekten ve
kazandığı her zaferle birlikte,
Bir gülüş daha eksiliyor yüzünden...

Feza -16.09.1982